Ketojenik diyet karbonhidrat bakımından çok düşük, doğal yağlar açısından zengin ve düşük/orta düzeyde protein içeren yiyeceklerin tüketilmesine odaklanan bir diyet modifikasyonudur. Ketojenik diyet olarak adlandırılmasının sebebi ise vücudun yağları parçalayarak genellikle keton olarak adlandırılan keton cisimcikleri üretmesinden dolayıdır.
Ketojenik diyet (KD), özellikle çocukların epileptik nöbetlerinin tedavisi için uzun yıllardır kullanılmaktadır. Son yıllarda alzheimer hastalığı, parkinson hastalığı, amiyotrofik lateral skleroz, travmatik beyin hasarı, hipoksik/iskemik beyin hasarı (inme), otizm, depresyon, baş ağrısı, narkolepsi, metabolik hastalıklar, kalıtsal hastalıklar, çeşitli kanserler ve kardiyak iskemi tedavisinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda obez hastalarının vücut ağırlıklarını azaltmak için de başarıyla kullanılmıştır
Ketojenik diyet, hastaların kilo vermesine yardımcı olma konusunda her ne kadar başarılı olsa da, obezite vücutta fazladan yağ dokusu depolanmasından daha fazlasıdır. Diyabet, kardiyovasküler hastalık, nörolojik bozukluklar ve kanser gibi diğer birçok metabolik sorunla bağlantılıdır. Diyabetiklerde glisemik kontrolü iyileştirme yeteneği uzun vadeli sağlık için kritik bir öneme sahiptir.
Klasik ketojenik diyet yüksek yağ, yeteri kadar protein ve düşük karbonhidrattan oluşan, açlığı taklit ederek ketozis oluşturmak üzere tasarlanmış bir diyettir. Yağların karbonhidrat ve proteinlere oranı 3:1 veya 4:1 olarak düzenlenmektedir. Protein büyüme için gereken gereksinimin minimum düzeyinde verilirken karbonhidratlar kısıtlı miktarda sebze ve meyvelerden sağlanmaya çalışılmaktadır.
Öncelikle ihtiyaç olunan ketojenik diyet tipi seçilmelidir. Belirli kuralların olduğu bu diyet sıkı takip edilmelidir. Bu diyette yenmesi ve yenmemesi gereken yiyecekler vardır. Diyet süresince bol bol su tüketilmesi gerekir. Çoğu insan ketoza girmek için günde 20 gramın altında net karbonhidrat tüketmelidir,
Ketojenik diyette tüketilmemesi gereken gıdalar; şekerli yiyecek ve içecekler, unlu gıdalar, soya, pirinç, mısır, baklagiller, bulgur, yulaf, un, süt, tohum yağları, tatlandırıcılar ve alkoldür. Mısır, patates, bezelye, bamya, enginar ve baklagillerin çoğu gibi nişastalı sebzeler tüketilmemelidir. Avokado, limon, misket limonu, yaban mersini, böğürtlen, ahududu ve az miktarda çilek dışında şeker oranı yüksek meyvelerden kaçınılmalıdır.
Nişastalı sebzeler yerine, yeşil yapraklı sebzelerden ve marullardan herhangi biri iyi seçeneklerdir. Diğer iyi seçenekler arasında kuşkonmaz, pancar yeşillikleri, brokoli, Brüksel lahanası, lahana, karnabahar, kereviz, soğan, lahana, salatalık, rezene, sarımsak, pırasa, mantar, zeytin, turp, yeşil soğan, bezelye, ıspanak, pazı, şalgam, kestane ve kabak yer almaktadır.
Doğadan yakalanmış deniz ürünleri, organik yumurtalar ve mera besi etleri gibi daha fazla yağ içeren protein kaynakları en iyisidir. İdeal protein kaynağı örnekleri arasında et, kümes hayvanları, balık, kabuklu deniz ürünleri, kuruyemiş ve tohumlar bulunmaktadır.
Ketojenik diyet için ideal katı ve sıvı yağ örnekleri arasında hayvansal yağlar (sarı yağ, tereyağı), avokado yağı, badem yağı, kakao yağı, zeytinyağı ve hindistancevizi yağı bulunmaktadır.
Epilepsi, Alzheimer, Parkinson, MS veya inme gibi sinir hasarıyla giden hastalıklar gibi bazı hastalıkların takip ve tedavisinden sorumlu uzman nöroloğun gözetiminde bu diyetin yapılması daha doğrudur.
Ketojenik diyet aşırı kilolu, şeker hastası veya metabolik sağlığını geliştirmek isteyen kişilere faydalı olabilir ancak her diyette olduğu gibi uzman kontrolünde ve sınırlı bir sürede uygulanmalıdır. Gebeler ve emziren anneler için uygun değildir. Diyabet, kalp hastalıkları, kanser ve diğer kronik hastalığı olan kişilerin doktor ve diyetisyen gözetiminde bu diyetleri uygulaması gerekmektedir.